Hiçbir anlamı yok hayatındaki güzelliklerin, özündeki müziği dinleyemiyorsan eğer…
Geçip gitmekteysen hayattan…

Gözündeki hüznü duymadan ritmini tutamazsın yağmurlu bir günde ayakkabılarını boyamak için bekleyen boyacı çocuğun, metroda yürüyen binlerce insanın ayak sesleriyle dakikaları sayamıyorsan eğer o treni hep kaçırırsın...

Bu şehrin melodisi de insanları gibi acımasız, gürültüye yakın sokaklardan yükselen nağmeler, hiç es yok, sesizlikten uzak, nezaketi tanımıyorlar bile…

Paylaşabileceğin çok şey var, dinlemeyi bilirsen ama bu şehrin insanlarının dinlemeye vakti yok. Anlatamadıklarını biriktirmeyi seçmişler, kelimeler kabuk tutmuş üst üste…

Dinleyebilecek birini bulmayı anlatmaya değer anılar biriktirmeyi özledim karşılıksız...

Seni bulmak istiyorum, biliyorum seninde kabuk tutmuş kelimelerin var paylaştıkça yumuşacık olacak…

Zaman kavramı olmadan dinlemek istiyorum en samimi anılarını, anlatmak istiyorum belki de sakin sakin yaşadıklarımı…
Minik patileriyle pc'nin üzerinde dolaşan bir kedi gibi cümlelerinin müziğine dalmak istiyorum, her notasına dokunabilmek için söylediklerinin…

Seni duymak istiyorum, dinlemeye değer bulmak…

Korkmadan yürüyebilirim dikenli yollarda gece gündüz demeden, ayağıma batan dikenleri hissetmeden koşabilirim aşk için…

Tek dileğim yolun sonunda beni beklediğinden emin olduğum, güvenli bir çift melek kanadı gibi açılmış kollarının varlığından haberdar olmak, kanayan yaralarıma merhem olacağına inandığım terinle pansuman yapmak…

Geceyi yorgan yapmanı istemiyorum üstüme ya da yıldızları benim için kaydırmanı, güneşi karlı dağlar ardından benim için doğuramazsın biliyorum.

Hayatın senfonisi kusursuzca sürmekteyken, ben sadece seninle şahit olmak istiyorum bu olanlara tatlı bir kumsalda, özgürlüğüne dokunmadan senin, seni senden koparmadan, sende olanı değiştirmeye çalışmadan kendimi kandırmadan…

Seninle tanışmak istiyorum… Teninle tanışmak…

Bana sözler verme! Sürprizleri de sevmem zaten, sürprizlerim hep yaşıma yaş ekleyen gerçekler oldu, çok yaşlandım, küçük yaşta tanıştım sürprizlerle…
Hediyeler istemiyorum senden, hediyelere boğulan mutsuz kadınlardan değilim, ama biliyorum ki hayatımdakilere sunulmuş şen kahkahalar atan tuhaf bir hediyeyim, beni geri çevirme yeter.

Seninle konuşmak istiyorum… Teninle konuşmak…

Yalnız gecelerinin karanlık yüzünü kalabalıklardan seçilmiş pırıltılı kelebeklerin simli örtüleriyle örtemezsin…

Sessiz sakin bir gecede üşüyen sırtında bir sıcaklık hissedersen, uykuna bekçilik eden duru bir kadın çıkagelmiş sana bilmediğin şeyler anlatıyorsa dinle! "Sen şehvete aşk adını vermişsin, ikisinin arasında ne kadar uzun yol olduğunu bilsen…" O anda senin için atan kalbin ritmini can kulağıyla dinlemiyorsan eğer, sabah asla gerçek olmayacak masmavi bir rüya gördüğünü düşünerek uyanmaya mahkûmsun, geçip gitmektesin hayatın o değerli armağanının yanından, farkında olmadan…

Hiçbir anlamı yok hayatındaki güzelliklerin, özündeki müziği dinleyemiyorsan eğer…

"Sana anlatacaklarım var, beni can kulağıyla dinler misin???"

Yazar : Nihan Hatioğlu



This entry was posted on 21:29 and is filed under , , , , . You can follow any responses to this entry through the RSS 2.0 feed. You can leave a response, or trackback from your own site.

5 köpüklü ne demiş:

    Adsız dedi ki...

    Yok dinlemem seni esrarengiz köpük senii :P

  1. ... on 6 Şubat 2009 18:08  
  2. Melih dedi ki...

    çok melankolik olmuş.

  3. ... on 6 Şubat 2009 19:40  
  4. nyts dedi ki...

    içimdeki adına aşk dediğim o adama bunları söylemeyi çok isterdim

  5. ... on 6 Şubat 2009 20:43  
  6. Adsız dedi ki...

    ben nerde yaşıyorum yav, bu müziği ilk kez duydum köpük

  7. ... on 6 Şubat 2009 23:19  
  8. Curly dedi ki...

    bu nilüferin 1991 yılındaki albümünden bir şarkı siminya ismi o kadın ben olsam...

  9. ... on 8 Şubat 2009 21:57